Menü

Borçlunun borcunu ödemeden önce hayır hasenât yapması câiz midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
1.14K görüntülemeBorç Hükümleri

Borçlunun borcunu ödemeden önce hayır hasenât yapması câiz midir?

Bu meselenin iki ihtimali vardır:

a) Borcun vadeli olup vade vaktinde borcu ödeme kanaatinin yüksek olması, bu durumda hayır yapmasında bir sakınca olmaz. Ancak imkanlar kısıtlı olduğu için, vade vaktinde ödeme riskli gözüküyorsa bağış yapmak doğru değildir.
b) Borcun peşin olması ya da vadeli fakat ödeme vaktinin gelmiş olması, bu durumda borçlunun borcunu ödemeden tasadduk etmesi câiz olmaz. Zira borcu ödemek farz, tasadduk etmek ise mendup ve müstehaptır, mendup ise farz üzerine takdim edilemez. Ayrıca bu durum, Peygamber Efendimizin (s.a.v): “Ödeme imkanı olan kişinin borcunu geciktirmesi zulümdür.” hükmüne[1] dahil olur.

Ayrıca Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir sahabeye: “Gücünün yettiği kadar ver” buyurmuştur.[2] İmâm-ı Buhârî (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir: “Kendisi ya da ailesi muhtaç veya borçlu iken, ihtiyaçları gidermek ve borcu ödemek, sadaka vermekten bağış yapmaktan önceliklidir. Zira kişi, insanların hukukunu zayi etme hakkına sahip değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v): ‘İnsanların mallarını telef etmek kastıyla alan kişiyi Allâh da telef eder” buyurmuştur.[3]

Bedrettin Aynî (Radıyallâhu Anh) bunun açıklamasında şöyle der: “Hayır yapmanın şartı, kişinin ya da ailesinin muhtaç ve borçlu olmamasıdır. Şayet borçlu olursa vacip olan, borcunu ödemesidir, zira borç ödemek hayır yapmaktan evlâdır, çünkü farzlar nâfilelerden önce gelir. Ayrıca hiç kimsenin, hayır yapıp kendisini ve ailesini zarara sokarak, bir başkasını ihya etme hakkı da yoktur, ancak kendisini ve ailesini ihya ettikten sonra başkalarını ihya edebilir. Zira ailesini gözetmesi, başkalarını gözetmekten önce gelir.”[4]

 


Kaynakça:

[1] Buhâri, Kitâbu’l-havâlât, 1; bâb fi’l-havâle, h. no: 2287
[2] Buhâri, Kitâbu’z-zekât, 22; bâbu’s-sadaka fime’s-tedâa, h. no: 1434
[3] Buhâri, Kitâbu’z-zekât, 18; bâb lâ sadakate illâ an zahri’l-ğayb
[4] Aynî, Umdetu’l-Kâri, ilgili rivâyetin şerhi; c. 8, s. 293

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 16/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..