İmamla cemaatin arasında ne kadar bir mesafe namazın sıhhatine engel olmaz?

Bütün fakihlerin, imama uymanın geçerli olması için üzerinde ittifak ettiği şartlardan biri de; cemaatin, imamın bir rükûnden diğerine geçişini görmek veya duymak gibi yollarla, herhangi bir şüpheye meydan vermeyecek şekilde bilmesinin gerekliliğidir. Buna göre imamla cemaatin arasındaki mesafe, bazı durumlarda imama uymanın sıhhatini etkilemektedir.

Fakihler, bu mesafenin fazla olmaması gerektiğini kabul etmekle birlikte, ayrıntılarda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Çoğunluk, imamla cemaat arasındaki mekân mesafesi konusunda mescit ile mescit dışını ayrı ayrı ele almış ve Hanefî, Şâfiî ve Hanbelî fakihleri, aynı mescitte olmak şartıyla, imamın veya arkasındakilerin görülmesi ya da imamın veya ara müezzinin sesinin duyulması halinde mesafenin uzaklığına itibar etmemişlerdir.

Mescit dışına gelince, Hanefî fakihlerine göre, namazlarda imamla cemaat veya saflar arasında iki safın sığacağı ölçüde mesafe bulunursa iktidâ gerçekleşmez. Ayrıca imamla cemaat arasında, içerisinde kayık yüzecek kadar büyüklükte bir nehir, araç yolu, imama ulaşılmasına engel olacak büyük duvar veya kapalı kapı bulunması da imama uymaya engeldir, lakin kapı veya duvar olan yerde, imamın hareketlerinin görülebileceği bir pencere bulunması yahut sesinin duyulması halinde ise iktidâ sahîhtir.

Şâfiî fakihlerine göre, imamın yahut onun tekbirlerini tekrarlayan birinin duyulması veya hareketlerinin görülmesi halinde 300 zirâı (yaklaşık 150 m.) geçmeyen mesafe imama uymaya engel teşkil etmez. Hanbelî fakihleri, mesafenin uzunluğuna ve imamın sesinin duyulmasına itibar etmeyip imamı yahut arkasındakileri görmeyi şart koşmuşlardır. Mâlikî fakihleri ise mescit ile mescit dışını bir saymışlar ve imamın yahut cemaatin görülmesi ya da imamın sesinin duyulması veya bir başkası tarafından aktarılması şartıyla imama uymaya cevaz vermişlerdir.

---

URL Kopyala