Elbirliği yöntemi olarak bilinen ”şu evim, bu evim” tarzındaki sistemler câiz midir?
Elbirliği yöntemi olarak bilinen ”şu evim, bu evim” tarzındaki sistemler câiz midir?
Şayet bu organizasyon, tarafların birbirlerine borç vermesi şeklinde değerlendirilirse, bu durumda herkes elde edeceği toplu para menfaati karşılığında birbirine borç vermiş olur ki, bu da hadîs-i şerîfte ki: “Borç verene menfaat sağlayan her türlü borç verme işlemi fâizdir“ (İbn Ebî Şeybe, Musannef, h. no: 20689-20693, c. 4, s. 327-328) ifadesi ile yasaklanmıştır. Yok, eğer bu uygulama ev ya da araba satın alma organizesi ise ortada ne ev nede araba vardır, dolayısıyla mevcut olmayan bir malın satışı anlamına gelir ki buda câiz olmaz. Şayet, katılımcılardan oluşan bir mülkiyet ortaklığı olarak değerlendirsek şu sorunlarla karşı karşıya kalırız: Satın alınan şayet araç ise, kasko yaptırma zorunluluğu var. Hâlbuki isteğe bağlı ticari sigorta çeşitleri, içeriğinde; kumar, fâiz ve aldanma manalarını barındırdığı için, İslâm Fıkıh Konseyi tarafından ittifaka yakın bir şekilde haram kabul edilmiştir. Ayrıca taksitini vaktinde ödemeyen ortaklara fark ödetilmesi söz konusudur ki bu da fâizdir.
En temel itiraz noktalarından biri, sistemde dolaylı yollarla faiz unsuru bulunduğu şüphesidir. Sisteme giriş aidatı veya organizasyon ücreti adı altında alınan ve geri ödenmeyen meblağlar, bazı alimler tarafından bir tür faiz olarak değerlendirilmektedir. Özellikle evin veya aracın teslimatı geciktiğinde veya hiç gerçekleşmediğinde bu ücretin alınması eleştirilmektedir. Ayrıca, bazı durumlarda erken çıkanlara yapılan kesintiler de faiz şüphesi doğurmaktadır. Sistemde evin veya aracın ne zaman teslim edileceği kesin olarak belli değildir. Teslimat sırası kura veya farklı yöntemlerle belirlendiği için katılımcılar uzun süre beklemek zorunda kalabilirler. İslam hukukunda akdin konusunun ve sonucunun belirsiz olması (ğarar) yasaklanmıştır. Bu nedenle, teslimat tarihinin muğlak olması bazı alimler tarafından caiz görülmeme nedeni olarak sunulmaktadır.
Bazı eleştirilere göre, sistemde henüz ortada olmayan, nitelikleri tam olarak belirlenmemiş bir malın (ev veya araç) satışı yapılmaktadır. İslam hukukunda mevcut olmayan veya teslimi mümkün olmayan bir malın satışı batıldır. Sisteme katılanların birbirlerine yardım etmesi prensibi altında bir araya gelmesi ise, bazı alimler tarafından şartlı borçlanma olarak değerlendirilmektedir. Özellikle bir katılımcının malı alabilmesi için diğerlerinin de ödeme yapmaya devam etmesi şartı, bu durumu desteklemektedir. Şartlı borçlanma İslam hukukunda genellikle caiz görülmemektedir. Özetle, elbirliği sistemlerini caiz görmeyenlerin temel nedenleri; faiz şüphesi, belirsizlik (ğarar), mevcut olmayan malın satışı, şartlı borçlanma ve organizasyon ücretinin mahiyeti gibi fıkhi prensiplere aykırılık teşkil edebilecek unsurlardır.
URL Kopyala