Satılan bir vakıf malına müşteri olup satın almak caiz olur mu?
Satılan bir vakıf malına müşteri olup satın almak caiz olur mu?
Kişi bir mala müşteri olduğunda o malı satın alabilmesi için gerekli şartların mevcut olduğuna dair takati nispetinde araştırma yapıp elde ettiği malumata göre hareket eder. İslâm’da ilk vakıf sayılan Hz. Ömer’in (r.a) vakfı: “Satılmamak, hibe edilmemek, varis olunmamak… üzere…” denilerek vakfedilmiştir.[1] O halde vakıfta esas olan ebediliktir yani, satılmaması ve değiştirilememesidir. Buna dayanarak fıkıhçılarımız şartnamesinde satma sözü edilmeyen vakıfların zaruret olmadıkça asla satılamayacağı kanaatindedirler. Çünkü vakfedenlerin şartnameye koydukları meşrû şartlar, amel, mefhum ve delalet bakımından, şâriin (şeriat koyucunun) nassı gibidir. Daha açık bir ifade ile vakfın meşrû şartnamesi, bağlayıcılık açısından Kur’ân’ın hükmü gibi bağlayıcıdır; uyulması gerekir.[2] Satılıp, bedeliyle bir başka mal olarak onu diğerinin yerine koymaya, yani vakıf yapmaya “istibdâl” denir.
Vakfın şartlarını vakfeden (vâkif) dahi değiştiremeyeceği için, şartnamede satabilme şartı yoksa kendisi dahi satamaz.[3] Ama şartnameye, satılıp başkasıyla değiştirme şartı koyarsa bu caizdir. Ve bu şekilde olan bir vakıf malına müşteri olup değerinde satın almak da caiz olur.[4]
Kaynakça:
[1] Sevkânî, VI/20
[2] Bilmen, IV/266, 339, 345, 351
[3] Bilmen, IV/352
[4] Hilâl er-Rây, 91
URL Kopyala