Kadın kocasının ailesi ile aynı ev ortamında yaşamak zorunda mıdır?
Kadın kocasının ailesi ile aynı ev ortamında yaşamak zorunda mıdır?
Kayın valide, kayın peder ve iki görümcemle aynı evde oturuyorum, alt katta biz, üst katta onlar. Eşime taşınmak istediğimi söylediğim halde kiraya çıkamayız diyor. Kiraya çıkarsak onlar üzülür ve küser diye korkuyor. Çocuğuma çok yanlış ve ayıp şeyler öğretiyorlar, benim izin vermediklerime izin verip, hayır dediğim halde umursamıyorlar. Bu durumda tavsiyeniz nedir? Aile apartmanında kalmak zorunda mıyım? Ve boşanma hakkı veriliyor rmu bu durumda?
URL Kopyala
Ebeveyn ile eş arasında kalmak geçmişten günümüze pek çok evliliği temelinden sarsmış, bazılarının da bitmesine sebep olmuş bir meseledir. Olayın temelinde, anne ile eş arasında gereken dengeyi sağlayamamak, her iki tarafın haklarını İslami açıdan hakkıyla yerine getirmemek vardır. Bazen işler öylesine kötü yola girer ki, ebeveyn veya eşten birini seçmeniz gerekebilir. Aslında işlerin bu noktaya gelmemesi için yapılabilecek bazı şeyler var. Evlilik iki kişinin değil en iyi ihtimal ile iki tarafın ailelerinin birleştiği bir kurumdur. Belli ölçülerde karşılıklı haklar söz konusudur. Ebeveyn de eş de Allah’ın emanetidir. Ne eş istedi diye ebeveyne zulm edilebilir, ne de ebeveyn emretti diye eşe zulm edilebilir. Kadın için de erkek için de kural budur; “Haklıya hakkını vermektir.” Eşin, erkekte veya kadında, Allah tarafından tayin edilmiş beklediği hakları vardır. Ebeveyn bunları engelleyemez ve onların da çocuklarına karşı hakları vardır. Eş onları engelleyemez. Eşe eş gibi, anneye anne gibi davranmak zorunludur. Bunun en doğal örneklerinden biri kadının kayınpeder ve kaynanasının olmadığı bir evde yaşama arzusudur.
Allah’ın dinine iman eden her mümin şunu bilir ki bir kadın nikahlandığında erkeğinden, içinde kaynana, kaynata, kayın, görümce gibi akraba bulunmayan müstakil bir ev talep etmesi, İslam dininin teminatı altındaki bir hakkıdır. Dinimiz, hiçbir kadına, kaynanasıyla bir arada yaşama mecburiyeti getirmemiştir. Kadın kendi rızasıyla, erkeğin ailesiyle birlikte aynı evde yaşamayı isterse, kabul ederse, bu onun iyiliği ve fazilet sahibi olmasına bağlıdır. Bunun daha ötesi yoktur. “Bunu kabul etmiyorum.” demesi hakkıdır. Ebeveyn evladından hizmet görecektir, gelininden değil. Onların yaşayacağı müsait bir ortam yoksa müstakil bir daire tutmak oğlunun görevidir. Kayınpeder, kayınvalide bir evde kalsın, gelin başka evde kalsın isteği yasal ve dini bir haktır. Eğer erkek buna mecbur kalırsa, bu hakka razı olacak. Ancak bu, İslam kültürüne ve erkeğin vicdanına uymayabilir. Huzursuz olabilir, her iki tarafı da olumsuz etkileyebilir. Fakat olayın, biri takva diğeri de fetva yönü vardır. Esas olan da fetva yönüdür. Onun için gelin, kayınpeder ve kayınvalide ile aynı evde yaşamaya mecbur edilemez. Mecbur edilince evde huzur kalmaz.
Akıllı erkek, evinde huzursuzluk çıkarmaz. Dine aykırı olmayan bir çare bulur. İki taraf da çekirdek aile ve birey olma düşüncelerine sahip çıkmalı, eş ile aile arasında tercihe zorlanmamalı, her ikisinin de olması gerektiği sonucuna varılmalı, sınırları tanımayan veya yok sayanlar için ise gerekli önlemler alınmalıdır. Bu konuda da iki taraf iş birliği yapmalıdır. Sonuç olarak diyebiliriz ki, bir kadının, banyosu ve mutfağı ayrı olan bir evde eşi ile beraber kalmasını istemesi dinen hakkıdır. Erkek, kadını kendi ailesiyle aynı çatı altında birlikte yaşamaya zorlayamaz. Bu hakkı, nikah masasında konuşarak iptal ettirmedikçe kalıcıdır. Allah’ın tanıdığı bu hakkı kimse alamaz. Buna örf ve saire alet edilemez. Erkek de bu durumu ebeveynine nezaketle izah etmelidir.
İslam Alimleri bu konuda hem fikirdirler. Fetvalar bu yöndedir. Fetvaların dayandığı temel kaynaklardan biri de şu ayet-i kerimedir: “O kadınların, gücünüze göre oturduğunuz meskenin bir bölümünde oturmalarını sağlayın ve onlara baskı yapmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın.” (Talak, 65/6) İbni Kuteybe de şöyle der: “Allah, boşanmış kadına müstakil bir evde ikamet etmesini eşinden istemesi bir hak ise nikah altında olan eşi müstakil bir evde barındırması daha evladır. Ayrıca Allah, ‘…Onlarla (eşlerle) iyi geçinin.’ (Nisa, 4/19) buyuruyor. Onlarla iyi geçinmenin bir şartı da onları müstakil bir evde barındırmasıdır.” (el-Muğni, 9/ 237) Ancak anne-baba yaşlı ve bakıma muhtaç bir durumda ise, onlara bakacak kimse yoksa, evladı ona bakmak için evine yakın bir evde onlara bakmak zorundadır.