Menü

Zirai ilaç ve kimyasal gübrelerin tarımda kullanılması caiz midir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
288 görüntülemeKul Hakları
0 Yorum

Zirai ilaç ve kimyasal gübrelerin tarımda kullanılması caiz midir?

Sebze meyvelerden pestisit denilen tarım ilaçları kullananlar oluyor, bunlar sağlığa zararlıymış bu ilaçları kullanmak kul hakkına girer mi?

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 21/05/2025

URL Kopyala
0

İslam dini, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyi yasaklayan temel prensiplere sahiptir. Bu bağlamda, sağlığı tehdit eden zirai ilaçların ve kimyasal gübrelerin tarımda kullanılması konusu, İslam fıkhı açısından şu şekillerde değerlendirilir: Zarar verme yasağı (Lâ Darara ve Lâ Dırâr), bu temel kaide, “Ne zarar verilebilir ne de zarara zararla karşılık verilir” anlamına gelir. İslam, kişinin kendine, diğer insanlara, hayvanlara ve çevreye zarar vermesini açıkça yasaklar. Sağlığa zararlı kalıntılar bırakan veya ekolojik dengeyi bozan zirai ilaç ve gübre kullanımı, bu prensibe aykırıdır. Kur’an-ı Kerim’de Allah, insanlara “helal ve tayyib” (temiz, iyi, sağlıklı, hoş) olan rızıklardan yemelerini emreder. (Bakara, 2/168; Maide, 5/88)

Gıdanın sadece haram maddeler içermemesi değil, aynı zamanda sağlıklı, temiz ve faydalı olması da önemlidir. Sağlığı tehdit eden kimyasallarla üretilmiş gıdalar, tayyib vasfını yitirir. İslam’a göre yeryüzü ve üzerindeki tüm kaynaklar, insanlara Allah tarafından emanet edilmiştir. İnsanın bu emanete sahip çıkması, onu koruması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarması gerekir. Çevre kirliliği, toprağın verimliliğinin bozulması, su kaynaklarının zehirlenmesi gibi durumlar, bu emanet anlayışına ters düşer. Kur’an ve Sünnet’te israfın yasaklanması, ağaç dikmeye teşvik, temizliğe verilen önem gibi pek çok emir ve tavsiye, çevre bilincinin göstergesidir. Yeryüzünde bozgunculuk (ifsad) yapmak İslam’da şiddetle yasaklanmıştır. (Bakara, 2/205)

Sağlığı tehdit eden kimyasalların kullanımı, tarım arazilerinin ve doğal yaşamın bozulmasına yol açarak yeryüzünde fesat çıkarma ve kul hakkı kapsamına girer. Eğer kullanılan zirai ilaçlar, ürün üzerinde insan sağlığına zararlı düzeyde kalıntı bırakıyorsa ve bu durum bilimsel olarak kanıtlanmışsa, bu ilaçlarla üretilen ürünlerin tüketilmesi ve dolayısıyla bu ilaçların bu şekilde kullanılması caiz olmaz. Çünkü bu, hem kendine hem de başkalarına zarar verme (zarar verme yasağı) ve tayyib gıda ilkesine aykırılık teşkil eder.

Ancak, tarımsal üretimi tamamen yok edecek bir hastalık veya haşere salgını gibi zaruret durumunda, insan sağlığına en az zararı verecek, belirlenmiş uluslararası ve ulusal limitlerin altında kalıntı bırakan, kontrollü ve talimatlara uygun zirai ilaç kullanımına ruhsat verilebilir. Bu durumda dahi, alternatifi yoksa ve halkın gıda güvenliği sağlanabiliyorsa caiz kabul edilebilir. “Zaruretler yasakları mübah kılar, ancak zaruretler kendi miktarınca takdir olunur” kaidesi burada devreye girer.

Kimyasal gübrelerin sağlığa tehdit oluşturup oluşturmadığı, kullanım şekline ve miktarına bağlıdır. Genellikle gübreler, bitkinin büyümesi için gerekli besin maddelerini sağlar. Ancak, aşırı ve bilinçsiz kullanım, toprak yapısını bozabilir, yeraltı sularını kirletebilir ve dolaylı yoldan insan sağlığını etkileyebilir. Eğer kimyasal gübrelerin kullanımı, bilimsel verilerle desteklenen kalıcı ve ciddi sağlık sorunlarına veya çevresel yıkıma yol açıyorsa, bu da zarara yol açma prensibi gereği dinen yasak kapsamına girer.

İslam fukahası ve günümüz alimleri, sağlığı tehdit eden ve çevreye zarar veren her türlü uygulamanın dinen caiz olmadığını vurgular. Bu nedenle, tarımda kullanılan zirai ilaçların ve kimyasal gübrelerin insan sağlığına ve ekolojik dengeye zarar verdiği bilimsel olarak tespit edildiği sürece, bunların kullanılması caiz değildir. Müslüman üreticilerin, helal ve tayyib gıda üretimi için organik tarım, biyolojik mücadele gibi daha sağlıklı ve çevre dostu yöntemlere yönelmesi dinen teşvik edilen bir yaklaşımdır. Zararlı kimyasal gübre ve zirai ilaçların devamlı ve bilinçsiz kullanımın günah ve kul hakkı olduğu kesindir; ancak zaruret durumunda, alternatif bulunamıyorsa ve belirlenen sağlık standartlarına uyuluyorsa, izin verilebilir bir durum olabilir. Ancak bu, sınırlı ve denetimli bir istisnadır.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 21/05/2025
0
Toplam 1 cevaptan 1 tanesi gösteriliyor. Diğer cevapları görmek için tıklayın.
Cevap yaz..